Telefon
Telegram
WhatsApp
İnstagram

MUHDESATIN AİDİYETİ DAVASI: HUKUKİ NİTELİĞİ, UYGULAMASI

Hukuk alanındaki önemli makale, rapor ve bültenlere bu sayfadan ulaşabilirsiniz. Güncel yasal gelişmeleri ve uzman analizlerini inceleyin.

MUHDESATIN AİDİYETİ DAVASI: HUKUKİ NİTELİĞİ, UYGULAMASI

MUHDESATIN AİDİYETİ DAVASI: HUKUKİ NİTELİĞİ, UYGULAMASI

11 Görüntüleme 01 Temmuz 2025, 16:24

GİRİŞ
Türk hukukunda taşınmaz mülkiyeti ile ilgili ihtilaflarda sıkça karşılaşılan konulardan biri de muhdesatın aidiyetidir. Uygulamada özellikle miras, satış, tapu iptal-tescil ve kamulaştırma davalarında ön plana çıkan muhdesatın aidiyeti davaları, mülkiyet hakkı bakımından büyük önem arz eder. Bu makalede, muhdesatın ne olduğu, aidiyet davasının amacı ve unsurları ile Yargıtay kararları doğrultusunda güncel hukuki uygulama ele alınmaktadır.

MUHDESAT NEDİR?
Muhdesat, bir taşınmaz üzerinde maliki dışında bir kişi tarafından yapılan yapılar, eklentiler veya tesisatlardır. Türk Medeni Kanunu’na göre, bir yapı kural olarak bulunduğu taşınmazın bütünleyici parçasıdır (TMK m.684 vd.). Ancak bazı durumlarda muhdesat, yapının müstakil olarak başka bir kişiye ait olduğunu gösterir.

MUHDESATIN AİDİYETİ DAVASININ KONUSU
Muhdesatın aidiyeti davası, bir taşınmaz üzerinde bulunan yapının, binanın, ağacın, kuyu veya başka bir tesisin, kime ait olduğunun tespitine yönelik açılan bir davadır. Davanın amacı, taşınmaz malikinden farklı bir kişi tarafından yapılan yapıların mülkiyetinin kime ait olduğunun belirlenmesidir.

HUKUKİ DAYANAK VE UNSURLAR
Bu dava, Türk Medeni Kanunu’nun mülkiyetin kapsamı (m.684) ve bütünleyici parça ilkesi ile bağlantılıdır. Ayrıca HMK m.106 uyarınca, tespit davası niteliğindedir.

Dava açılabilmesi için:

  • Bir taşınmaz üzerinde,

  • Taşınmaz malikinden farklı bir kişi tarafından inşa edilmiş bir yapı/tesis (muhdesat) bulunmalı,

  • Bu yapı üzerinde malik ile diğer kişi arasında aidiyet ihtilafı bulunmalıdır.

GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME
Görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi, yetkili mahkeme ise muhdesatın bulunduğu yer mahkemesidir. 

İSPAT YÜKÜ
Muhdesatın aidiyetini iddia eden kişi, yapının kendisi tarafından yapıldığını, masrafların kendisi tarafından karşılandığını ve taşınmaz malikinin rızası dışında inşa edildiğini ispatla yükümlüdür. Delil olarak keşif, tanık beyanları, teknik bilirkişi raporu ve varsa fatura, ruhsat, yapı belgesi sunulabilir.

YARGITAY’IN GÜNCEL GÖRÜŞLERİ

Yargıtay ;


“Davacının taşınmaz maliki olmaması, davanın dinlenmesine engel değildir. Zira dava, muhdesatın aidiyetine ilişkindir ve ayni hakka dayalı tespit talebidir.“Taşınmaz üzerinde bulunan yapının kimin tarafından yapıldığının belirlenmesinde, fiili kullanım, yapı ruhsatı, masraf belgeleri ve yerel bilirkişi beyanları esas alınmalıdır.”

UYGULAMADA SIK YAPILAN HATALAR

  • Tapu kaydında sadece taşınmazın malikinin yazılı olması nedeniyle yapıların da ona ait olduğunun kabul edilmesi,

  • İspat yükünün taşınmaz malikine ait olduğu sanılması,

  • Ruhsatsız yapıların aidiyetinin belirlenmesinde salt ruhsat eksikliğine dayanılması,

  • Tarafların muvafakat ilişkilerinin dikkate alınmaması.

DAVA SONUCUNDA NE OLUR?
Dava sonucunda mahkeme, taşınmaz üzerinde bulunan yapıların (ev, ahır, müştemilat, depo vb.) kime ait olduğunu tespit eder. Bu karar, özellikle mülkiyet ihtilafları, kamulaştırma bedelinin paylaşımı, mal paylaşımı, tapu iptal tescil gibi birçok davada belirleyici rol oynar.

SONUÇ
Muhdesatın aidiyeti davası, taşınmaz üzerinde malik dışındaki kişilerce inşa edilen yapıların kime ait olduğunun belirlenmesine hizmet eder. Uygulamada sıkça karşılaşılan bu dava türü, mülkiyet hakkının sınırlarının belirlenmesinde kritik öneme sahiptir. Yargıtay kararları da, bu davalarda fiili kullanım, masraf, rıza ve bilirkişi incelemelerine büyük önem verilmesi gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır.

 

Makale bilgilendirme amaçlıdır. Hukuki destek için iletişime geçiniz.